8 Kasım 2010 Pazartesi

KIŞ MEVSİMİM'E

Gönderen beyaz.



Bir mevsim olsan, diyorum, kış mevsimi olurdun sen. Ama illa ki toprağında en az bir karış kar misafir eden. Sessizliğiyle ürkütücü ve beyazın cömertliğinde ihtişamlı bir yalnızlığa sahip olan.

Yalnızsın ilk bakışta ama kendine saklarsın bu yalnızlığı kimi zaman. Sessiz ve çekingen dururken öylece, paylaşırsın birden güzelliğini kar topu oynayan çocukların neşesiyle. Onların eğlencesine katılan çocuksu bir masumluğun vardır senin. Ama an gelir büyürsün kimseye belli etmeden ve el ele tutuşmuş bir çiftin romantik yürüyüşüne şahitlik eder aşka aşık, incecik ruhun. Bir tarafın da anlamlı bir tebessüm gönderir; pencere önünde oturmuş, dışarıdaki neşe dolu torunlarını izleyen nur yüzlü babaanneye. Ne kadar yalnız gözüksen ve ürkütsen de insanları, kucak açan bir tarafın vardır herkese. Aynı anda hem neşeyi hem hüznü taşırsın koynunda ve bağrındaki güzellikleri de çirkinlikleri de zarifçe örtersin...

Sakin durmazsın her zaman. Aniden patlak veren bir rüzgar tipiye dönüştüğünde kendi kendine durulana kadar seni sadece uzaktan seyretmek düşer bana, bir camın ya da belki bir duvarın arkasından. Gözün kimseyi görmez olur, o vakit karşı konulmaz sana. Bana da geri çekilmek düşer sadece... Sen kendi içini yine kendin susturursun, rüzgarlarını dindirir, soluğunu çekersin yavaş yavaş... Kızamam sana, geride kalan yıkıp döktüklerine bakarken. Sitem etmeye kalksam, o da senin bendeki değerinin bir ifadesi olur ancak. Korkarım ağzımı açmaya, nefesim rüzgarına karışır da seni incitir diye... Duvarların arkasından çıkarım sonra usul usul, soğuksundur hâlâ. Ürksem de biraz, bilirim yaşamaya kalkınca ısınırım yanında. Unuturum gelip geçen tipiyi, bana dair savrulup giden her parçayı...

Aniden kendimi bulursam eğer fırtınanın içinde, karşı koymak da gelir içimden ve yorulurum kimseye de belli etmeden. Ama teslim olurum bazen ya da çekilir bir köşeye, dinlenirim derin nefeslerle; yine seni seyrederek... Değersin, derim, senle yaşanan, sende yaşanan her şey bir avuç kar tanesinin güzelliğinde çünkü...

BEYAZ KARDELEN 

6 yorum:

NoYaN DeMiR dedi ki...

Tebrikler , çok başarılı olmuş...

beyaz. dedi ki...

Teşekkür ederim sevgili noyan. :)
Fotoğraf da çok güzel olmuş bu arada, bu resim bende vardı ama hiç aklıma gelmemişti bir araya getirmek :))

yusufener dedi ki...

Kar yakmış seni :) en kötü yanıklardan biriyle yanmışsın...Çok çok da iyi yansıtmışsın bunu maşallah.. Allah kalemine ve kelamına zeval vermesin ;) Selametle..

beyaz. dedi ki...

Evet kar yakar... Güzelliğine aldanırsın ama farkında olmadan canını yakarsın...

Yine de şunu söylemeliyim ki yazdığım bazı yazılar empati çabasıyla dökülüyor kağıda ;)

Teşekkürler ve bilmukabele :)

Lavinya Öz. dedi ki...

"Bir mevsim olsan, diyorum, kış mevsimi olurdun sen. Ama illa ki toprağında en az bir karış kar misafir eden. Sessizliğiyle ürkütücü ve beyazın cömertliğinde ihtişamlı bir yalnızlığa sahip olan. "

Nefis bir giriş!
Çok hoş bir yazıydı :) yüreğine sağlık!

"...Aniden kendimi bulursam eğer fırtınanın içinde, karşı koymak da gelir içimden ve yorulurum kimseye de belli etmeden. Ama teslim olurum bazen ya da çekilir bir köşeye, dinlenirim derin nefeslerle; yine seni seyrederek... Değersin, derim, senle yaşanan, sende yaşanan her şey bir avuç kar tanesinin güzelliğinde çünkü..."

Yani sonunda eriyip gitsede değer diyorsun? :)

beyaz. dedi ki...

:)) Değer.. yani sanırım ;)
Her güzelliği yaşamanın bir bedeli var galiba. Bu da öyle bir şey olsa gerek... Eriyip gidecek olsa da güzel...

Yorumlarınız için teşekkürler. :)
Sevgiyle!