21 Haziran 2009 Pazar

DELİLİK ve DAHİLİK ARASINDAKİ SİLUETLER

Gönderen Lavinya Öz.




Fransız psikanalizci Jacques Marie LACAN(1901)’ı konuşalım istedim. “Tartışalım” diyemem. Onu konuşmak tartışmaktan daha kolay olacaktır çünkü. Uç noktalardaki görüşlerinde beni çeken bir şey var. Belki beni fikirlerinde kendine çeken şey; Lacan’ın, delilik ve dâhilik arasında ki ince çizgi üzerindeki siluetidir.
Resmi psikanaliz dernekleriyle görüş ayrılığı yüzünden ilişkilerini kesip, 1964 de kendi okulunu açıp ve bu kez de meslektaşlarıyla anlaşamadığı için okulunu kapatmak zorunda kaldığı şeyler nelerdi? İşte bu soruya cevap olacak bazı görüşleri ve sözleri:
* Deliliği “aşağılık, mantık yoksunluğu” olarak algılayan geleneksel psikiyatrik teorilere karşı yıkıcı bir tutum sergilemiştir:
“ İnsan varlığı, deliliğe gönderimde bulunmaksızın anlaşılamaz. İnsan, özgürlüğünün sınırı olarak DELİLİĞİ içinde taşımaksızın insan olmaz”
* Sosyal problemlerin psikiyatrik problemler gibi maskelenmesine çok kızmış ve “tedavi, iyileşme” gibi kavramlara meydan okumuştur.
* Lacan için analiz yapmanın tek kuralı; HİÇBİR KURAL OLMAMASI idi. Psikanalizin kurumlaştırılmasına ya da egoyu güçlendirmeye yönelik tekniklere yüz vermezdi. Ona göre; rutinleştirme, psikanalizi psikanaliz olmaktan çıkarır ve aslında güçlendirilecek “sağlam” bir ego da yoktur.
* Lacan’ın kuramsal katkısının özü birbiriyle bağlantılı şu iki söyleme dayanır:
1. “Bilinçdışı” ÖTEKİ’nin söylemidir.
2.Bilinçdışı bir dil gibi kurulmuştur.
* “BEN” daima bir başkasına benzer. “Kendilik” yanlış tanımalar üzerine kurulu bir içe alımlar zinciri ile şekillendiğine göre “bütün” bir kişilikten söz edilemez. Hepimiz bölünmüş benlikler taşıyoruz.
Peki, kim bu Öteki?
Bizde bilinçdışı durumlarda etkili olan, kendi bildiği dille konuşan bu Öteki kim?
Bir “BEN” de kaç benlik olur?
Her şeyi kaybetmek uğruna(aklı da dâhil) fikirlerini savunmalı mıdır insan?
Psikoloji ve Edebiyat birbirine ne kadar benzer?
“Kendilik” nasıl açıklanır? (ve benzeri dünya kadar soru).
Şşşşşşşşşt! Sadece sor. Cevap aramaya çalışırsan çizgi üstü siluetlerden biri olu verirsin sonra.
Tabii ayrıca, kendince cevabı olan olursa zevkle paylaşırım.
Sherry Turkle Lacan için:
“Sözcük oyunları Lacan’ın en sevdiği tarzdır. Ayrıca kendisinin açıkladığından başka tanımı olmayan ve o esere özgü sözcüklerde üretir. Diğer disiplinlere ait teknik bir sözcüğü ödünç alması gerektiğinde ise terimleri normal tanımlamalarından çok farklı anlamda kullanır. Lacan’cı söylem, bizler tarafından anlaşılmayı umursamadan gizemini koruyacağa benzer” derken belki de Lacan’da beni kendine çeken şeylerin neler olduğunu özetlemiş; Sözcük oyunları, başka yerde tanımı olamayana özgü sözcükler, gizemini koruyacak anlamlar. Tabii bir de sadece bilinçdışı durumlarda kendini gösteren ÖTEKİ’nin varlığı. Fazlasıyla büyüleyici.
SAYGILARIMLA
LAVİNYA ÖZ.