7 Temmuz 2009 Salı

Sensizlik: Sensiz "sen" dir!

Gönderen Lavinya Öz.


Acım sınırsız…
Tüm başlangıçların sonu olmayan bir kuyuda bitiş olduğunu görüyorum.
Bir de boşluğun boşluğumda asılı!
Umutlar! Al onları koynuna yat ve kirlet.
Artık düşünmek ürkütüyor beni.
Tüm yazılanlar senin için, sizin için.
BEN ve BİZ yok artık.
Öldüler.
Ben’lerimiz hiç olmadı, herkes bir başkası.
Ben diye bir şey yok, evet o halde SEN de yoksun.
Hep YOK sundun.
Yoksundum senden.
Ölmek için güzel bir saat.
Çünkü saatten haberim yok.
Ne de tarih konusunda bir fikrim.
Sağlıklı değilim…
Hastalıklıyım bugün…
Görmemişliyim…
Özlemişliyim…
YOKSUN.
Mutluluk neydi?
Ne değildi?
Olmayandı
Olur muydu?
Olursa olmazdı.
Oldurmazdık, hiç oldurmadık!
Martı uçtu.
Feribot cüzdanını düşürdü.
Filmler yandı.
Düşler de düştü…
Yoksun.
Korkularımız.
Korkularımız isteklerimizdi, besbelli.
İsteklerimiz neydi?
İstemediklerimiz mi?
Gülü(şü) sevenler! Dikene katlananlar!
Ben sevemedim gülleri, hep kaktüslerle uğraştım (katlanılmaz oluyorlar).
Katlanmayın!
Bir OLMAZ için katlanmak niye?
Çekin gidin, uzaklaşın, kaçın!
Katlanamayacağınız şeyler olsun!
Gülleriniz olsun!
Dikenlerinizi neylerseniz eyleyin işte.
Yaşanmışlıklar yaşlanır bir müddet sonra;
İşte umut budur unutmaya benzer
Umutlar yakanızı bırakmaz.
Ve artık, kahrolası bir unutmak içindir tüm umutlar.
Unutmayı unutmak ne acı, ne büyük umutsuzluk
Umutsuzluk umutsuz umut…
Sessizlik sessiz ses…
Sonsuzluk sonsuz son…
Susuzluk susuz su…
SENSİZLİK SENSİZ SEN…
Paradokslar!
Paradokslar!
Paradokslar! (Senin gibi içinden çıkılmazlar)
Kurtuluş!
Üzülmelerden,
Yıpranışlardan,
Yaşlanışlardan,
Yok oluşlardan ve yokluğundan kurtuluş.
Düş!
Öpüş!
Düş!
Sus şimdi.
Gülerek ağlamak, ağlayarak gülmek istiyorum.
Sessizce çığlık atmak, bağıra çağıra susmak istiyorum…
Bir de…
Bir de; daha fazla yazmamak.



SAYGILARLA
LAVİNYA ÖZ.
(96 senesine ait bir şiirdi. Çıldırmış gibi yazmışım. Yaş 21, normaldir :))) )