2 Kasım 2009 Pazartesi

Borges/KUM KİTABI

Gönderen Lavinya Öz.





***

Argumentum Ornıtologıcum
Gözlerimi kapıyorum ve kuşların uçuşunu görüyorum. Görüntü bir saniye sürüyor, belki de daha kısa; kaç kuş gördüğümü bilmiyorum. Sayıları belirli mi belirsiz miydi? Sorun Tanrı’nın varlığı sorununu gizliyor. Eğer Tanrı varsa sayıları belirlidir. Çünkü Tanrı kaç kuş gördüğümü bilir. Eğer Tanrı yoksa sayıları belirsizdir, çünkü kimse saymamıştır. Bu durumda birkaç kuş gördüm (diyelim ki) 10 dan az, 1 den çok ama 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, veya 2 kuş görmedim.
Onla bir arasındaki bir sayıda gördüm ki bu ne dokuz, ne sekiz, ne yedi, ne altı, ne beş…
Bu tam sayı kavranılamaz. Öyleyse Tanrı vardır.

***

Söylence
Habil ve Kabil, Habil’in ölümünden sonra karşılaştılar. Çölde yürüyorlardı ve uzaktan birbirlerini tanıdılar, çünkü ikisi de çok uzun boyluydu. İki kardeş yere oturdular, bir ateş yaktılar ve yemek yediler. Günbatımında yorgun düşmüş insanlar gibi, sessizliği bozmadılar.
Gökyüzünde, henüz adı konmamış birkaç yıldız belirdi. Yalazların ışığında, Kabil Habil’in alnında taşın izini gördü ve ağzına götürmekte olduğu ekmeği yere fırlatıp, suçunun bağışlanması için yalvardı.
Habil yanıtladı:
—Sen mi beni öldürdün, yoksa ben mi seni? Anımsamıyorum; burada önceki gibi birlikteyiz yine.
—Şimdi biliyorum beni gerçekten bağışladığını, dedi Kabil, çünkü unutmak bağışlamaktır. Bende unutmaya çalışacağım.
Habil yavaşça konuştu:
—Doğru. Pişmanlıklar sürdükçe suç da sürer.


***