16 Temmuz 2010 Cuma

Yumurta Barbunya ya Karşı

Gönderen halen

- Ee ne yapıyoruz?
- Yemek yiyelim ya! Acıktım ben.
- Tamam. Ne yiyelim?
- Yumurta yok mu? Kır iki-üç tane yiyelim.
- Yumurta mı yiyeceğiz? Doğru düzgün bir şeyler yiyelim.
- Yumurta doğru düzgün bir şey değil mi?
- Ya iki yumurtayla kim doyar?
- Been.
- Boş ver yumurtayı şimdi. Benim canım barbunya çekti.
- Barbunya mı? Sen barbunya yapmasını biliyor musun?
- Yoo! Ama internet diye bir şey var.
- Ya şimdi iki saat onunla mı uğraşacağız? Kıralım iki yumurta doyuralım karnımızı.
- Hayır, abi! Her acıktığımızda ya hazır yiyoruz, ya yumurta kırıyoruz, ya da lokantaya gidiyoruz. Ben artık evimde sıcak yemek pişsin, mutfağımdan yemek kokuları gelsin istiyorum.
- İyi misin oğlum sen? Fazla izleme şu kadın programlarını.
- Ne alakası var? Ben, evim biraz eve benzesin istiyorum.
- Evlen o zaman.
- Yok o kadar da değil. Şimdilik böyle iyi.
- E haydi bak bakalım şu internete.
- Bakalım… Hmm.. evet işte barbunya. “Taneleri yuvarlak, oval veya yassı, kırmızı benekli, bir tür fasulye.”
- Ya bize ne bunlardan yemeğe gel sen.
- Abi belki bunlar da önemlidir.
- Evlatlık almayacağız oğlum yiyeceğiz.
- Tamam tamam. Hah işte burada!...barbunya, salça, patates, havuç, soğan, sıvı yağ. Tamam abi hemen markete gidip alalım şunları.
- Nasıl yapıldığına da baksana, eksik bir şey olmasın.
- Ya boş ver nasıl yapıldığını. Tencereye at, pişir. Bu kadar.
- E iyi kolaymış o zaman haydi gidip alalım şunları.

(Arabanın yanına gidilir)
- Ne bekliyorsun açsana kapıları.
- Anahtar sende değil mi ?
- Sen almadın mı?
- Yoo!
- Bir de “yoo” diyor. Koş git al gel haydi.
- ……………..
- ……………..
- Geldim, geldim.
- Aç haydi.


(Marketin otoparkına giriş yapmak için sağa yanaşılacakken…)
- Dikkat et, sağdan araba geliyor!
- Aman!
- Kır direksiyonu kıır.
- ……Of ucuz atlattık. Verilmiş sadakamız varmış.
- Nasıl hızlı geliyordu? Herkese ehliyet veriyorlar.
- Haklısın vallahi.
- Neyse dön şuradan. Girelim otoparka.
- Tamam……… Abi, polis işaret ediyor.
- Yanaş bakalım.
- Buyurun memur bey.
- İyi günler beyler. Sinyal vermeden dönüş yaptınız.
- Vermedik mi?
- Vermediniz.
- Memur bey biz tam otoparka girmek için şerit değiştirecekken arkadan bir araba çok hızlı geliyordu da tam şey edemedik.
- Biz onun plakasını aldık. İlerde onu çevirirler. Şimdi konumuz sizsiniz. Ehliyet ruhsat alayım.
- Ruhsat burada buyurun.
- Ehliyet?
- Ehliyet, cüzdanımda… cüzdanım nerede?
- Bana sormuyorsunuz inşallah.
- Ehliyetini çıkarsana oğlum.
- Abi evden hızlı çıkınca. Anahtarı unuttuğum gibi cüzdanı da galiba.
- Ne galibası ehliyet yok mu yanında?
- Şöyle buyurun beyler.
- Memur bey benim ehliyeti versem.
- Arabayı bu bey kullanıyordu.
- Yani şimdi… onuda aramızda diyorum hallediversek.
- Anlamadım?
- Yani şey diyorum.
- Çıkın beyler hemen çıkın.


(Bir müddet sonra)
- Neyse abi ucuz atlattık.
- Ne ucuz atlattık be ne ucuz atlattık? Barbunya almaya giderken ceza yedik oğlum. Dalga mı geçiyorsun sen benimle?
- Abi hiç değilse ehliyetsiz araç kullanmaktan ve sinyal vermeden şerit değiştirmekten ceza yedik.
- La havle ! yürü haydi alalım şunları eve gidelim ne yapıyorsak yapalım.

(Evde)
- Evet işte yemeğe başlıyoruz. Yarım saat bilemedin kırk beş dakika sonra midemiz bayram edecek.
- Haydi, haydi.
- Nasıl yapıldığına şimdi bakabiliriz…. Hmm…. Soğanlar, patates, havuç hallederiz, sıvı yağ tamam, bakalım sonra ne yazıyor…akşamdan ıslattığımız barbunyaları düdüklü tenceremizde…
- Düdüklü tencere?...
- Akşamdan ıslat…tığımız….
- ………………….
- ………………….
- Yumurta ?
- Yumurta.
- Ver şu tavayı.

1 yorum:

Lavinya Öz. dedi ki...

:)))
Demek ki neymiş:

YUMURTA EN ZARARSIZ GIDA İMİŞ...

Nerden başlayıp ne ile sonlandıracağını hep merak ediyorum okurken yazılarını ve her zaman sonuna dek okuduğuma değiyor...

Sanırım bu dialoglar 10-15 sayfada sürse okurum sonuna kadar :)))

Mizah yazmak hele ki dialoglar üzerine... Kolay değil...

Emeğine sağlık!