16 Temmuz 2010 Cuma

SİZDEN GELENLER/Sayı:23

Gönderen Lavinya Öz.


Sizler de gönderilerinizi Utopya E-Dergi "SİZDEN GELENLER" kuşağında görmek isterseniz gönderilerinizi ozgur@lavinyaoz.com adresimize gönderebilirsiniz.

SAYGIYLA

 

DOSTLARA

1.
Ne zaman seni ansam,
içli bir türkü sızlatır bamtelimi.

Ne zaman bir türkünün peşine takılsam
yalınayak,
sana çıkar yolum.

Ne zaman ah etse sol yanım,
adın düşer dilime.

Ne zaman
kah çay buğusunda,
kah şarap kızılında kavuştursak
sesimizi, sözümüzü...

Ben...
O zaman
BEN olurum!


2.
Yanan mum alevi gibi tükenirken gece,
kaç mısrayı mühürledik geceye?

Kimbilir kaç dizeyi dize getirdik de;
kalemimiz yüreğimiz dize gelmedi
geldi dile!

GÖNDEREN: BUĞDAYKURDU


*



GÜZEL BİR RENK TAKIN TENİNİZE UYSUN...

Hangi bilinmez renk, insanı tanımlar..
Hangi hüzün daha çok acıtır bu teni?
Bu ten hangi rengi tanır, ten hangi kokuyu seçip ardından ağlar bunca yıl?

Kaç ayrılığın ardından, maskesiz çıktı dışarı bu yüz?
Kaç maske canını sıktı, sayısı aklındamı bu yüzsüz ayrılıkların...?

Her ayrılık ayrı bir vurgun, her vurgun bir viran bu tene. Gelin açın kapılarınızı çıkın dışarı, hangi maske kimden dolayı takılmış vardır bir bilen elbette. Her bitiş bir başlangıca sürüklerken bu bedeni, en çok acıtan taktırır bu maskeyi. Gizlersin hüznünü yada viran olmuş eksilen parça parça olmuş bu bedenini.Bilirsin ki fayda etmez saklanmak kimselerden, için çeker bu bitmek bilmeyen kederi. Can çeker, canan bilmez ki derdini...

Bir maske takar ayrılığı yaşayan yetmez bir de surlara bürünür, kalkanları hep devrede. Kahkahaları uzaklardan duyulur ama sızlayan kalbini bir yaşayan anlar. Sadece aşk değildir ayrılıklar, sahip olduklarını çabuk kaybetmek yada sahip olması gerektiren herşeyi hiç alamamak eline. Eksik bir geçmişi kapatacak bir maske bilen var mı? Yarıda kalmış doyasıya yaşanılamamış o çok eskilerde kalan ama mecburi istikametlerde tekrarlanan bu hüzün dolu geçmişi hangi renk bir maske ya da kaç voltluk bir kahkaha kapatır söyleyin lütfen bana...

Bir yolunu buldum ben her zaman ki yaptığım türden. Gülüyorum işime gelmediğinde, acılarıma sıkıntı veren her anıma. Eğer hayat ödevleri çok vermeseydi, bu beni ben yapan derslerim olmazdı hayatımda. Bir tarafım hep eksik olsada incitemiyor beni artık kimsecikler. Ancak ben istiyorsam alıyorum içeri hüznü... Renk versin diye takıyorum maskemi. Kalkansız yaşamayı asla tadamadım ama siz tadın ve tadını doyasıya çıkarın. Kahkalarım içten çümkü artık biliyorum kendimin kıymetini. Gidenlerin ardından üzülmek yerine belki geçiyorum aynanın karşısına gözlerime bakıp ağlıyorum ve inanın çok rahatlıyorum. Hani bir şarkıda olduğu gibi zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor...

Yaşayan ölülerim var hayatımda fakat zehrimin bile tadına varamayacak onlar.
Ayrılıklarım var ama aklımda toz bulutu onlar...
Onlar maskeli insanlar.
İlişkileri, nefes alışları bile renk vermiyor..
Kalkanlarımla yaşasam da kimseyi üzmeyecek renkli maskelerim var benim...


Hepimizin mecburi istikametlerde taktığımız maskelerimiz var.Seçme hakkımız olsaydı eğer eminim rengarenk bir maske takardık...

GÖNDEREN: ROJİ  


*




ZAMAN

Sen SUS!!! Biliyorum ben. Görünmez surların var seni çevreleyen. Ne zaman bir gülüşüne kanıp koşsam sana, ruhum yara bere oluyor, kalbim kan revan içinde kalıyor. Ama aklım çabuk unutuyor bu acıları. Yüzsüzce yeni tebessümünü bekliyor…

Kalemim seni özlüyor. İlhamım sensin. Kâğıtlara akıttığım hüznüm, sevincim, masumiyetim, mahremiyetim her şey sensin. Her cümlem buram buram sen kokuyor. Her kelimemde seni çekiyorum içime. Genzimi yakıyor acılığın. Belki de acın oluyor ilhamım…

Senli deneyimlerimden öğrendiklerimi kaydediyorum her yere. Artık biliyorum. Zaman her şeyin ilacı değil. Bu sevdada, acının adı zaman. Umutsuzca kendimi teslim ettiğim, beni iyileştireceğine inandığım doktorumun adı zaman. Tüm yollarımı büyük ustalıkla yine sana çıkaran kaderin adı zaman. Adını duyduğum an takıldığım ağın adı zaman.

Bakma bana artık. Fark etme. Ben senden geride duramıyorum madem, sen yardımcı ol bu anlamsız mücadeleme. Seni unutmama yardım et. Hatırlatma kendini. Dinlediğim tüm şarkılardan sil suretini. Dokunduğum her yerden çek nefesini. Bırak sensiz kalayım. Yavaş yavaş gelmesin ölümüm. Bir kez bak gözlerime. Ben kaybolurken derinliklerinde çek al aniden sevgini içimden. Bir kez acısın kalbim. Tüm sevdam aksın gitsin açtığın yaradan. Beslediğin ruhum çabuk uçsun senden mahrum kalan bu hayattan…

GÖNDEREN: ZALİMGÜNCEL

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Cümleler sizlere daha göz sürmeden hangi kalemden döküldüğünüzü bilirim, kokunuz genzime dokunmadan tanırım sizleri.
Annemin kulağımda ki son ninnisi yahut bilmediğim yollardaki ilk adımlarımın gibi hatırlarım sizleri, dilinizdeki matem üzerinizdeki sis ve hafif aralıklı pencereleriniz eski bir kalem arkadaşımın gölgesidir bilirim.
Aydınlık yanlarınız da var hemde ışıl ışıl ve sizleri yazan kalemin mürekkebi göz yaşı değil biliyorum , sizler sadece aşkın dikenli yollarından geldiniz ama daha nice gülistandan gelecek olanlarınız var bilirim...
Tam anlamıyla güncel zalim
Eski kalem arkadaşlarımdan zalimgüncel seni görmek paylaşımın ve cümlelerin kadar çok hoş