bul beni yağmur...
bul çünkü özledim seni, hem de çok...
sesini, ışığını, hiçbir şeye benzetemediğim dokunuşunu...
rahmet oluşunu, bereket oluşunu
huzur oluşunu, ümit oluşunu özledim
sana dair anılar topladığım o şehirde bulunmasam da
gözlerimi kapatmış seni hissediyor olmasam da
elimin üstüne düşüp sudan yaprakları olan bir çiçeğe dönüşmesen de
bul beni yağmur
içimin kanı dur durak bilmeden akarken
gözyaşlarımı senin damlalarına karıştırırken
susmanın ağırlığını taşıyamıyorken bul
bul ve söyleyemediğim cümlelerime dönüş birden
akıp git sonra, suskunluğumun sebebine giden yolda...
beni bul, yağmur
belki güneş doğarken
belki gece, denize düşerken
belki de uykumun en derin yerindeyken
bul beni yeter ki
sana kavuşmanın heyecanıyla koşturayım sokaklarda
ellerim sana bulanmış olsun
gözlerim senden başkasını seçemiyor olsun
kokun doldursun iliklerimi
sonra bu kokuya buladığım anılar doldursun zihnimi
hayal meyal göreyim yürüdüğüm sokakları
anılarımdaki yağmurlara gideyim
ve bir daha ıslanayım
bir daha ve bir daha...
nerede nasıl bulmak istersen
istediğin şehirde istediğin sokakta
istersen, odamda gökyüzünü seyrederken
tek başımayken ya da kalabalıklar içinde
hiç önemi yok, sen yeter ki gözlerini gözlerime değdir
yere dokunuşunun sesini duyayım
bileyim senmişsin rüzgarın ellerinde dans eden
bileyim sen gelmişsin yine pencereme
ve bileyim senmişsin herkese haykıran, benim yerime...
ama bulutlarını gösterip sonra çekip gitme
sen de ukde bırakma içime...
bekliyorum yağmur
ve biliyorum, seni beklemek bile güzel...
ama yine de...
beni hemen bul yağmur
bul
bul ki
sana anlatacak çok şeyim var...
BEYAZ KARDELEN
6 yorum:
öncelikle soyuta değil de somuta yazmak zordur-bence- ;) yani aşk,nefret,sevgi,hasret,ümit,heyecan vs. gibi duyguları tema edinip etrafında yağmuru kullanmak daha normal gelir...Ama tam tersini yapmak yani yağmuru tema edinip diğerlerini etrafında kullanmak daha zordur..Maşallah yine de mısralar akıp gitmişler :) Allah kalemine zeval getirmeye...Selametle..
Beklenilen; yağmur mu, yağmura benzetilen birisi mi? :)) Şaka şaka. Çok güzel bir yazı beyaz kardelen. içindekileri yağmura anlatmak suya yazı yazmak birazda, kimse öğrenmesin diye.
BEYAZ KARDELEN:
"...sesini, ışığını, hiçbir şeye benzetemediğim dokunuşunu...
rahmet oluşunu, bereket oluşunu
huzur oluşunu, ümit oluşunu özledim..."
Dediğim gibi kim YAĞMUR dese özlüyorum... Ankarada mısın? Bu aralar çok yağar benim için de ıslan :)
"... sen yeter ki gözlerini gözlerime değdir
yere dokunuşunun sesini duyayım
bileyim senmişsin rüzgarın ellerinde dans eden
bileyim sen gelmişsin yine pencereme
ve bileyim senmişsin herkese haykıran, benim yerime..."
Tabii yağmurun şu camlara vuran sesini de en sevdiğim ses yaptım hayatımda çocuklarımın sesinden sonra :)
Yağmur seni bulduğu zaman beni de hatırlat ona ve paylaşalım o yağmuru. Nasıl olur?
Kalemine ve yüreğine sağlık!
HALEN; sadece mizah yazacaksın diye birşey yok :) deneme de de çok iyi olduğunu düşünüyorum ;)
Ama şahsen mizah yazılarını büyük hayranlıkla okuyorum, Fırat Budacı dan sonra sensin benim için... En derin saygılarla...
Ankara'dayım ve çoooook mutluyum bu yüzden :))) En son 17 Eylül'de yağdı ama devamı gelecek inşallah
;) Yağmura bütün sevdiklerimi anlatıyorum, sizi de anlatırım elbet. :)
Bu yazıyı yağmuru çok özlediğim bir zamanda gökteki gri bulutlara bakarak yazmıştım. Yağmur yağmadı ama bu mısralar yağdı kağıdıma. Yağmurun adında bile bereket var. :))
Yorumlarınız için ayrı ayrı teşekkürler. Birkaç gündür fırsat bulamadım girmeye, inşallah en yakın zamanda tekrar girip yorumlarımı yazacağım ayrı ayrı. ;)
Yürek dolusu sevgi ve saygıyla...
Yağmur kokusunu odama doldurdun beyaz kardelen... emeğine sağlık canım.
Kadromuzda yağmur sevenlerimiz de bolmuş bu arada:)
Teşekkür ederim sevgili düş...
Yağmur sevilmeyecek gibi bir şey değil gerçekten ve ben de bir yağmur çocuğuyum yani ekimin 22'sinde doğmuş biriyim, haliyle gözümü açar açmaz yağmuru gördüm ;))
Yorum Gönder