12 Eylül 2010 Pazar

Panter!

Gönderen Lavinya Öz.


Gece gibi çökmüş üstüme, sensiz solan her an.
Pusu gibi çekmiş içine beni, seninle geçen zaman.
Pisi pisi girmiş kapana bu ruh;
Seninle ya da sensiz hepsine “Tamam”.
 
Sen ki bana hangi zamandan çıkıp da geldin?
Sen ki beni hangi romandan çekip de aldın?
Sen ki seni, hangi şiirden söküp de hayatıma kattın?
Hızlı koşularımda ani bir duvar,
Hazlı kaçışlarımda çekmeye devam eden bir girdap oldun.
 Bayır aşağı duygularımda bir çelme,
Ve her daim, sadece;
üç aşağı beş yukarı benim…
oldun.
 
Bil ki tükenmekle çürümez bu beden.
Dil ki tapınmakla bıkmaz senden.
Ruhum bu romanda şuursuz bir karakter.
Ve... ben... artık... sadece; takılıp düşmekte başarılı
bir panter.

Saygılarımla
Lavinya Öz.

1994( yanılmıyorsam :)) )

9 yorum:

yusufener dedi ki...

Vay be yıllar öncesinde,2 yaşımdayken yazılmış bir yazıya yorum yapıyorum :)
Kalitesi şimdikine yetişemese de hepimizi cepten çıkaracak cinsten bir yazı :) okurken göze batmayan,gözde dağılan kafiyeler,mısra sonlarında olmasa bile içlerindeki -ki bence bu daha güzel- uyumlar (mesela ..romandan,..zamandan) çok güzeldi.
Saygı,sevgi gırla olsun..
Selametle..

Lavinya Öz. dedi ki...

Estafirullah kardeş!
Kimse kimseyi cepten çıkaramaz... Herkes kendi cebine sığınsın :D

halen dedi ki...

vay be bende 10. yılımdaymışım hayatımın. Bir Lavinya öz yazısı daha okumanın mutluluğu içimde ama nasıl yorum yapayım ustama.

Bil ki tükenmekle çürümez bu beden.
Dil ki tapınmakla bıkmaz senden.

daha ne olsun. Yarınlarda bir gün bu sözü söyleyecek birisini bulursam telifsiz (ç)alabilirim değil mi?

Lavinya Öz. dedi ki...

:)) söz senin olsun HALEN :) aramızda bir çift sözün sözü bile olmaz :D

beyaz. dedi ki...

"Sen ki bana hangi zamandan çıkıp da geldin?
Sen ki beni hangi romandan çekip de aldın?
Sen ki seni, hangi şiirden söküp de hayatıma kattın?"

Ne zaman yazılmış olursa olsun, ruhuma aynı tadı veriyor. Samimiyet mürekkebiyle yazılmış yazılardan başka ne beklenir ki! ;)

Hiç bitmesin mürekkebiniz! :)

düş... dedi ki...

Su gibi akıp giden dizeler...her dörtlükte benim de çalakalemime düşsün dedirten sözcükler... usta kalemi başka birşey.

Emeğine,kalemine,yüreğine sağlık Lavinya'm;)

Lavinya Öz. dedi ki...

Beyaz Kardelen ve Düş;
Hepimizin emeğine sağlık!
Bir arada olmaktan mutluyum ve "usta" filan :) demeyin böyle :)

SEVGİLER

Adsız dedi ki...

Geceyi açtım bu gece soframa
Bardağına yürek sürahimden hasret doldurdum
Özlemişim seni eski dostum yürekte hasret birikmiş
Bak en ışıltılı yıldızları senin tabağına koydum
Tamda sevdiklerinden kaymaya niyetleri yok
Tamam açık olacağım kaymaya mecalleri de yok
Kendine bir bulut çek ve geç tam karşıma otur
Hay aksi çat kapı gelince çatalları unutmuşum
Avuçlarındaki çatallaşmış çizgileri kullanabilirsin
Ayakkabılarını çıkartma gidince peşine düşeceğim izler bıraksın bana
Çek gözünü tencereden dibi tutmadı bu gece oldukça karanlık altı üstü
Ara yemeklerle vakit kaybetmeyelim ilk lokmayı sen al Ay’ın saçlarından
Sana menümden bahsetmeliyim sırtına uzak boşlunu al istersen
Tabiat dengesizleşti soframdan uzak tutuyorum malum sırf hormon
Önceden yazları yaz kışları kış gibiydi ama şimdi nerde o halleri
Birde küresel ısınacak diyorlar ki bir o halleri eksikmiş gibi
Neyse bütün menü bir gece bir kent birde sabahtan ibaret
Gece genç karanlığı düştüğü yerde iz bıraktı bırakacak
Aynı satırda volta atan bir kalemin bıraktığı izler misali
Kent birazca yaşlanmış gibi ama harika sokakları var
Manzaralarına kırışıklık düşmüş ama yıllanmış şarap misali
Hoş şarabın değmediği bir damak nerden bilir lezzetini
İşte daha toy gecede öylece bilmemiş değerini kentin
Karattıkça karartmış sokaklarını ve görememiş güzelliğini
Sokakları çıt çıkartacak olduğunda göz korkutmuş
Kaş çatmış sahiline yaklaştırmamış tek bir dalgayı
Sabaha devredince gökyüzü nöbetini homurdanmış
Kent aydınlandığında görmüş o büyülü manzarayı
Bir adım yaklaşacak olmuş sabah dikilmiş karşısına
Bizimki deli kanlı ya yürümüş sabahın üzerine hiddetlice
Sabah bu gelmiş dikilmiş bir kere geri adım atmak var mı
Tabiat aradan çekilmiş rüzgâr saklanmadık yaprak bırakmamış
Sabahın eli bulutlarına gitmiş gecenin eli yıldızlarına gitmiş
İlk hamle geceden gelmiş yıldızlarını savurmuş ardı arkasına
Sabah bulutlarını kendine siper etmiş kalkan olmuş bulutlar
Son yıldızına kadar harcamış sabahı çekmek için yerinden gece
Geceyle sabahın savaşı süre dursun kent uyanmış uykusundan
Kentin gözlerini ilk defa gören gecenin kolları iki yana düşmüş
Gecenin bu boşluğunda sabah son bir hamleyle güneş açtırmış
Güneş ışığı yüzünü yakana kadar çekmemiş gece gözlerini kentten
Sabah acıyla kıvranan gecenin üzerine yürümüş güneşle
Kentin onları izlediğini fark edince geri çekmiş kendini gece
Işığın yüzünde açtığı yaralardan utanmış ve kaçarca koşmuş
Sabah soluklandığında bulutlarının parçalandığını görmüş
Ama koca geceyi devirdiğinin zaferiyle unutmuş acısını
Kent sabaha kimdi o uzaklaşırken ışıl ışıl parlayan diye sormuş
Sabah son halinden sonra ışıl ışıl diye tasvir edilince gece gülmüş
Sonra kent gün telaşına düşmüş sabahsa bulutlarının telaşına düşmüş
Aklın karışmasın eski dostum aslında bütün sorularına cevaplar ortada
Yani gece sabahın üzerine yürürken savurmuştu bütün yıldızlarını
Ama yıldızlarından arınan bir gece nasıl ışıldayabilir değil mi
Tabağındaki yıldızları o kavganın kalıntılarında buldum
Şu sıralar gecede parlayanlara yıldız denilmekte
Oysaki o kavganın izlerini taşımakta gece yüzünde
Yıldız kaydı diyorlar ya halbuki gece kente içli içli ağlıyordur
Gözlerinden ışıltılı halde dökülen yüzündeki yaraların kabuğudur
Ve hani hava parçalı bulutlu diyorlar ya
Ya da tiftik tiftik olmuş bulut kümeleri görüyoruz bazen
İşte eski dostum onlarsa o kavgada parçalanan bulutlardır
Neyse aşıklar tarafından sahiplenilmemiş bir yıldız daha ister misin
Doyurma karnını ama daha fırında parçalarını birleştirdiğim bulutlar var
Hadi şimdi sen anlatsana biraz,bende gecenin rüzgârını dökeyim kâsene…

Diye kalem yuvarlamıştım bende, yazdıklarının kâğıda döküldüğünün 10. yılında…
Yanılmıyorsam :)
Saygılar...

Lavinya Öz. dedi ki...

Çok güzel ifadeler mevcut! :)
Kalemine sağlık!

Bir gün dönmek istersen dergiye, biliyorsun kapılar açık ;)

Saygılar kardeşime