13 Ekim 2010 Çarşamba

ANKARA’YA MEKTUP –15-

Gönderen SEVDAZAN®



SEVDAZAN! 


Biraz ölüm üzerine konuşalım bugün seninle dostum. Önce sen neden bana “ÖLÜŞAİR” adını verdiğini açıkla. Sonra da ne zamandır adıma veda etmek istediğim halde, susup müsaade vermeni beklediğimi ve geç kaldığımızı. Bugün kelime oyunu yapmayacağım sana. Öldüğü gibi döküp içimi son kez ÖLÜŞAİR diye imzalayacağım mektubumu. Son kez bu adla çıkıyorum karşına.... Yaşayamadığım hayattan da usandım, gelmeyen ecelden de. İyisin hoşsun yarimsin ama sen de usandırıyorsun bazen. Dostum deyip sana onca sarılmama rağmen uzak duruyorsun. Oysa bu ahbaplığımızı kim duymadı ki; kıskandılar bizi.... Aslında her şeyi ben büyüttüm, kabul ediyorum. Ya da öyle bir düş kurdum kendimce ve düşüme herkesi inandırdım. Baştan beri yalandı seninle oynaşmalarım. Sen ne dün ne bugün can olmadın bana. Hani belki dedim bunca kelamdan sonra sen de bir pay alır yüzünü dönersin ama...... bir hayal ki kaç mektuba sığdı baksana. Bundan böyle sana yüz verirsem namerdim. Ulan her gece çıkıp boş sokaklarındaki varillerini tekmelemek geliyor içimden. Başkası olsa sana yazılmış mektupları yıkardı, yakardı veya... Amma sırf utan diye öylece duracak karşında. Benimki de iş işte. Sen hiç dost olmadın, hiç görmedin sana uzanan eli; anlaşılan utanmazsın da! . Yüzüm gülse bile göstermeyeceğim sana, bir tek sen kalsan bile sarılmayacağım. Hiçbir gün barışmayacağım seninle ve iki arada kal diye hiç darılmayacağım. ÖLÜŞAİR e yol gösteriyorum artık. Kendime yetecek kadar adım var benim. Hem kendime yeter hem sevdiğime veririm. Hem bu sefer aramıza girmene de müsaade etmeyeceğim. Plakanda senin olsun, adında. ÖLÜŞAİR i de bıraktım sana...... Bütün fotoğraflarını yakacağım bu akşam, Bil ey şehir! Dostluktan, sevdadan pay almayan şehir bil..... Gitti ölü şair, Geldi SEVDAZAN! ....

24 Mart 2006 Cuma 15:40 S.B. / Kurtuluş

Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA